Haz Peşinde Koşan İnsan - Dopamin Bağımlılığı

28 Mayıs 2025

M.Ö. 400 yıllarında Kirene okulunda Aristippos ve Epikür tarafından ortaya çıkarılan Hedonizme göre kişi, hayatını haz sağlayacak şekilde inşa etmeli ve planlamalıdır. Yunancada “zevk” anlamına gelen “hedone” kelimesinden türemiş hedonizm, merkezine hazzı koyan bir yaşam felsefesidir. Yaşamın anlamı sürekli ve daha fazla haz almaktır. Bu haz, psikolojik veya fiziksel (nörolojik) olabilir. Psikolojik hedonizm, insanı neyin motive ettiği üzerinde kafa yorar. İnsanın, doğası gereği haz aramak ve acıdan kaçınmak üzere güdülendiğini vurgular. Günümüzde genel olarak çılgın partiler ve cinsellik ile bağdaştırılan hedonizmin zevk anlayışında aslında güzel bir müzik dinlemek, doğada yürüyüş yapmak gibi masum psikolojik hazlar da bulunmaktadır. Öte yandan şiddet, işkence, mobbing gibi eylemlerin de kişiye psikolojik zevk verebileceği unutulmamalı. Bu noktadan çıkışla hedonizm keyif almayı da bir çeşit zevk almak olarak görüyor diyebiliriz. Hedonizme göre zevk, acıdan fazla ise mutluluk hissinin uyanır.

Hedonist insanların sabırsız, isteklerini erteleyemeyip hemen isteyen bireyler olduğunu söyleyebiliriz. Bu kişilerin empati kurma yetileri gelişmemiş, pragmatist yaklaşımları karakterlerini domine etmiştir.

 Epikür

Hedonizmin olumlanması için peşinden koşulacak hazların başkalarına acı verecek olanlardan arındırılabileceğini savunanlar olsa da haz odaklı yaşamın kişinin kendisine de mutluluk getirdiğini söylemek doğru olmayacaktır.  Aksine, haz peşinde koşmak mutsuzluğun ana sebeplerinden biri olarak gösterilir. Haz, vücuttaki dopamin hormonunun salgılanmasını tetikler, dopamin ise beyindeki ödül merkezini uyarır. Üretim ve dağıtım olanaklarının arttığı günümüzde haz veren şeylerin çok rahat erişilebiliyor olması ve her tarafımızı sarması nedeniyle dopamin bağımlılığı da paralel bir şekilde oldukça artmıştır. Dopamin bağımlılığı, haz veren durumlarda ortaya çıkan iyi hissetme duygusuna bağımlı olmak şeklinde açıklanabilir. Sosyal medyada komedi, şiddet veya cinsellik içerikli kısa videolar izlemekten zevk alan bir insanın önüne sürekli benzer videolar sunulmakta, kişi gün içinde saatlerini bu videoları izlemeye ayırabilmektedir. Şekerli gıdalar, sigara, alkol ve uyuşturucu maddeler de kişiye haz verir. Çikolata, gofret, kurabiye vs her an ulaşılabilecek adette ve fiyatta çevremizde bulunur. Sigara başlangıç yaşı ülkemizde 13’e düşmüş durumda. Beynin uyuşmasına yol açan alkol ve madde bağımlılığı da oldukça yaygın. Ancak dopamin salgılanmasına neden olan bu tip hazlar kısa süreli olduğu gibi bittiği anda insanı sürekli yenisini ve daha çoğunu aramaya iter. Kişi farklı aktivitelere odaklanamaz, beyin sürekli geçmişte yaşadığı ve kolayca elde ettiği hazların yenisini bulması için bedeni dürter. Sonuç itibariyle şeker ve yemek bağımlılığı ile birlikte obezite, ekran ve porno bağımlılığı ile asosyallik ve psikolojik bozukluklar, alkol ve madde bağımlılıkları ile de insan, insani yaşamdan git gide uzaklaşır.

 

Dopamin, beyindeki ödül merkezini uyarır

Dopamin bağımlılığı beraberinde dikkat eksikliği, uyku bozukluğu, agresiflik, stres ve sosyal yaşamdan uzaklaşmayı da getirir.

Günümüz koşullarının bizi içine attığı haz denizinde dopamin bağımlılığından uzak durmak kolay değil. Hiç dopamin almama şansımızın olmadığını düşünüyorum. Bu, doğru da olmayacaktır, çünkü mental sağlığımız için dopamine de ihtiyacımız bulunuyor. Ayrıca belli seviyede dopaminin doğal bir ihtiyaç olduğunu da söyleyebiliriz. Tüm oyuncakları kaldırılsa da çocuklar bir süre sonra tencere tava, taş kağıt vs oyun oynayacak bir malzeme mutlaka bulacaktır. Son dönemde dopamin detoksu veya oruçları tanımlanıyor. İnsan her şeye çok kolay alışabildiği için benliğimizin dopamin odaklı yaşam alışkanlığından uzaklaşması için bu tip süreli detokslar faydalı olabilir. Ancak illa böyle bir detoksa girmeden de bize uzun vadede zarar veren kısa süreli hazların farkındalığına varmamız daha ölçülü bir yaşam tarzını sürdürmemiz için bizi dengeleyebilecektir. Aristoteles’in altın orta yaklaşımı ile uçlara kaçmadan, ne haz odaklı ne de hazzı sıfırlayarak, temelde kendi değerlerimiz doğrultusunda bir yaşam kurarak kalıcı keyif ve tatmine ulaşabiliriz. Bu tarz bir yaşamın sağlığa da zararı yoktur.

Bu konuda daha detaylı bilgiye erişmek için yazarımızın kitabı, Rotanı Kendin Çizebilirsin / Bahtiyar Oğuz Çetintürk okuyabilirsiniz.  


Yorum yazmak için giriş yapın.
Giriş Yap
rolex hulk production tag heuer calibre 17 replica louis vuitton replica bags panerai flyback 1950 breitling navitimer world a24322 replica handbags uk perfectwatches rolex sea dweller models replica hermes g shock watches price in india omega seamaster orange rubber strap replica chanel rolex day date ii history omega homage watches fendi replica